Eğer vizeniz varsa, haftasonu kaçamağı için ideal bir rota. Bir kere yemekler ve deniz şahane! 5 yıldızlı otellerin gecesi 40 euro’dan başlıyor. Ulaşım ise otobüsle sadece 36 TL. Duyduğumuza göre İstanbul-Dedeağaç arası yolcu taşıyan taksiler de varmış. Adambaşı 50 euro. Otobüsün tek dezavantajı, sınır kapısındaki bitmek bilmeyen pasaport kontrollerinde çokça vakit kaybetmeniz. Koca otobüs önce Türk sınırında, sonra 2 adım ötedeki Yunan sınırında tek tek kontrolden geçiyor. Tabii seyahat eden tek otobüsün sizinki olmadığını tahmin ederseniz. En iyisi arabayla ya da motorla gitmek! Arabayla yurtdışına çıkmak için tabii gerekli bazı evraklar var. Kesinlikle uğraşmaya değer. Zira benzin Türkiye’ye göre bir hayli ucuz ve inanın komşuda keşfedilmeyi bekleyen yazlık mekan çok. Gezdikçe paylaşıcam ;)
Çok Binnur duydum da Bilnur ilk kez oluyor ;) Yunanistan'a giden tek turizm şirketi Metro Turizm.
Kaldığımız otel Alexander Beach Hotel .
Bu arada haftasonu orda olduğunuzu varsayarsak, her yerin kapalı olduğunu görüp terk edilmiş bir şehirde olduğunuzu sanabilirsiniz. Haftaiçi sabah 09,00 - 13,00 arası öğleden sonra da sadece 17-18 saatleri arası açık olan her yer, haftasonları tamamen kapalı. O yüzden tüm gününüzü sahilde, denizde geçirmekte fayda var.
Otel'e 5 dk yürüme mesafesindeki plaj.. Sessiz sakin deniz mükemmel, yemekler şahane daha ne olsun? :)
Yunanlıların ve bizim de sonunda en büyük keyfimiz olan akşam üstü frappe'si ;)
Akşama doğru ise, şehre tekrar indiğinizde, bu kadar insan bütün gün nerdeydi acaba diyeceksiniz. Sahil boyunca uzanan restoranların hepsi dopdolu. Bu şehirde evde akşam yemek yendiğini düşünmüyorum. Tüm gün in cin top oynayan şehirde, akşam herkes sahile toplanmış yemek, müzik ve uzo eşliğinde keyif yapıyor. Bütün gün nerdeydiler diye meraktan ölüyorum. Dedeağaç’a 12 km uzaklıktaki Makri’nin metnini son gün duyduk, muhteşem bir denizi ve plajı varmış. Yoksa herkes iş yerlerini kapatıp soluğu bu güzel plajlarda mı alıyor diye düşünüp, gerek çalışma saatlerini gerek ellerinin altındaki bu altın fırsatı kıskanmadan edemiyorum. Biz Makri’ye gidemedik ama ama sizin rotanızda da mutlaka olsun.
Akşam yemeğe sıra geldiğinde ise, bizim restoran tercihimiz sahipleri Türk ve Yunan bir çift olan, Nisiotiko isimli balık restoranı oldu. Böcekler, balıklar taptaze ve o kadar lezzetli ki, önümüze ne gelse büyük bir iştahla ve keyifle yiyoruz. Türkiye’ye nazaran restonlar çok daha ucuz. Türkiye’den de sırf yemek yemek için buralara günü birlik gelenler varmış. Komşuda benzin, yemek, konaklama herşey çok ucuz. Haftasonu farklı bir kaçamak yapmak isteyen herkese şiddetle tavsiye olunur.
Liman'ın hemen ordaki Erika Hotel'in sokağındaki bu resto'da ise hayatımın en iddalı köftelerinden birini ve kesinlikle en iyi salatasını yedim! Kasap kağıdında servis şahane fikir! Yıkama derdi de yok mis ;) Komşudaki her 2 restoranın adresini de tesadüfen rastladığım Pisboğaz bir blogda buldum :) Sayende muhteşem bir yemek yedik isimsiz kahraman! :)
Off ne giysem hafta sonu Yunanistan semalarında ne renklere bürünmüş diye merak ediyorsanız, doğru buraya tık tık :)
Herkese şimdiden güzel tatiller!